24 Aralık 2013 Salı

OperasyonPlastik

   

  
  17 Aralık sabahı, İçinde 3 bakanın oğlunun isminin de geçtiği, seri tutuklamaların ve kanıtların ortalığa saçıldığı bir yolsuzluk operasyonuna uyandık.. İşin içinde bir devlet bankası olan Halkbank, sit alanı peşkeşi, Toki ihalesinde yolsuzluk, rüşvet, kayırma, tehdit ve benzeri ne tür suç varsa, neredeyse hepsi vardı.

   Özellikle Türkiye'de alışıla gelinenin dışında, operasyon oldukça gizli yürütülmüş, İçinde içişleri bakanının da olduğu 'üst'ler konuyla ilgili hiç bilgilendirilmeksizin neredeyse 2 yıl süren soruşturma, bir sabah erken saatlerde operasyona tetiklenmiş ve kuşku uyandırmak konusunda eksiksiz gibi görünen kanıtlar özellikle de sosyal medyada (önceden lansmanı da yapılarak !) yayımlanmıştı...

  Fakat resim anlaşılır biçimde görülmeye başladığında farkedildi ki, ortada bir değil tam üç soruşturma ve bunların sonucu olan yine 3 ayrı operasyon vardı..
 
  Operasyonlar, savcılar ve bağlantılı emniyet birimlerinin kurduğu takımlarca büyük bir gizlilik içinde yürütülmüş, konuyla ilgili neredeyse hiçbir bilgi dışarıya sızdırılmamıştı.
  Bu önlemi almak oldukça akla yakındı, çünkü "yolsuzluk", "en yukarıdakilere" kadar uzanıyor gibi görünüyordu ve engellenme ya da karartılma olasılığı yüksekti.
  Bu bakımdan, soruşturmayı sürdüren ekiplerin, konuyla ilgili ketumluğu takdire şayan olarak tasdiklenmeli..

  Ancak süreç içinde resim netleştikçe görüldü ki, ortada bir sorun var;
 
  Söz konusu edilen bu üç soruşturmanın birbiriyle ortak hiçbir noktası yoktu ve
  ancak (o da çok zorlanarak), sorumluluk silsilesiyle Başbakana kadar çıktıklarında ortaklaşabiliyordular.

  Yani soruşturmaları yürüten ekipler, son ana kadar ser verip sır vermemişler, birbirlerinden ve yapıp ettiklerinden hiç haberleri olmamış ama her birinin operasyonu aynı anda olgunlaşınca, hepsi birden aynı günün sabahında harekete geçmeye karar vermişdiler..

  Böyle bir şeyin tesadüf olma olasılığını geçerek;
  En azından soruşturmalara bir yerinden ve bir zamanda dahil olmuş, operasyonları eşzamanlı yürütmeyi soruşturmanın bekaası için gerekli görecek şekilde analiz edebilen ve tahminen operasyonu da tetikleyen, bir "üst akıl" olması gerektiği sonucuna varmalıyız.
 
  Ancak ortada böyle bir eşgüdüm mercii bulunmuyor.
 
  Hiç kimse ortaya çıkıp bütün bu operasyonlar, tarafımızdan ve şu sebeplerle yapılmıştır, sorumluluğu bizdedir ve gerekçelerimiz de şunlardır demedi, diyeceği de yok..

  Operasyonun "plastik" noktası burası.
  Bir kahramanı olması gerekirdi ama yok.
 
  Ya da var,
  Hala kime ait olduğu belli olmayan ve şimdiden benzerleri havalarda uçmaya başlamış bir
  para sayma makinesi..